BALTIKLAR & İSKANDİNAVYA

GEMİ TURLARI

​

Bir zamanlar muazzam bir imparatorluğa ev sahipliği yapmış olan bu bölgede, Baltık ülkeleri Letonya ve Estonya, cazibeleri ve şıklıklarıyla birbirlerine rakip olarak ortaya çıktı. Bugün Batı dünyasına üyeliklerini ilan ediyorlar, ancak bu onların mirasının güçlü Rus etkilerini inkar ettikleri anlamına gelmiyor. Gemilerimizle sizi, İsveç, Finlandiya, Danimarka ve Rusya’nın mimari hazineleri ve açık hava müzelerini keşfe davet ediyoruz. Güzergah, aynı zamanda Neva Nehri’nin kıyısında bulunan, tıpkı Londra gibi, çarlıklar şehri St. Petersburg’u da kapsıyor. Işıl ışıl St. Petersburg, Tallinn, Riga ve Visby’nin şairane şehir merkezleri ve heybetli Malbork Kalesi. Vikinglerin ayak izlerini takip edin. Ünlü tacirlerin yaşamını keşfederken, çarların etkileyici tarihi ile tanışın. Capcanlı geleneğin ve yepyeni bakış açılarının heyecan verici karışımının keyfine varın. İskandinavya Batı Avrupa’nın refah düzeyi en yüksek köşesi. Stockholm’ün etkileyici Vasa gemi müzesi, tarihi Kalmar kalesi, Kopenhag’ın eğlence dolu trafiğe kapalı meydanı, Danimarka’nın büyüleyici Aero Adası, Oslo’nun gurur kaynağı denizcilik müzeleri ve Frogner heykel bahçesi, nostaljik Norveç açık hava müzesi ve şelalelerle dolu fiyortlar gibi en iyi yerleri size tanıtacak.

​

St. Petersburg

​

Batı hayranı I. Petro tarafından inşa edilen St. Petersburg, Çarlık Rusya’sını dünyaya göstermek için yapılmıştı. Petro’nun halefleri tarafından da geliştirilen St.Petersburg, Avrupalı mimarlar tarafından muhteşem saray ve katedrallerle bezendi. Bu muhteşem şehir daha sonradan Romanov hanedanının gösterişli başkenti halini aldı ve başkentin Moskova’ya taşınmasından sonra bile Rusya’nın ilk büyük ve modern şehri olma ünvanını kaybetmedi. Tarihte başına tüm gelenlere rağmen St.Petersburg başkent olduğu dönemlerin şanını sanki zamanda donmuşçasına koruyor. İster zarif kanallarından geçiyor olun ister şehirdeki 342 köprüden birinde yürüyün ya da gece gemilerin geçişine izin veren bu muazzam köprülerin Neva nehrinin üzerinde yükselişlerini seyredin; St.Petersburg’da şehrin Venedik’le karşılaştırılmasının nedeni olan suyun her zaman yakınında olacaksınız. Benzerlikler burada da bitmiyor. Tarihi şehir merkezindeki ufak bir gezinti, İtalyan esintili malikanelere paralel kanallar, küçük meydanlarla dolu sokaklar, barok ve neoklasik esintilerle bezeli sarayları ortaya çıkaracaktır. Kuzey güneşinin ufukta süzüldüğü o uzun yaz akşamlarında şehrin Beyaz Geceleri dillere destandır. Bu cümbüş baharın sonunda çiçek açan ağaçlarla beraber parklara geldiği mayıs ayında başlayıp gecelerin artık karanlık olmadığı, şehrin dört bir yanında festivaller düzenlenen haziran ortasında zirve yapar ve tüm şehir sanki kısa sürecek yazın gelişini kutlamaya başlar. St.Petersburg eşi bulunamaz bir sanat ve kültür hazinesidir. Hermitage müzesinde günlerce vakit geçirip, eski Mısır mumyalarından Picasso’ya her şeyi inceleyebilirsiniz. Dört adet görkemli saraya yayılmış Rus Müzesi, dünyadaki en geniş Rus sanatı arşivine sahiptir. Bunlara bir de Marinsky Tiyatrosundaki dünyaca ünlü Rus bale ve operasını, Shostakovich Filarmoni Orkestrasını, yaz aylarında gerçekleşen büyük müzik festivallerini ekleyin. Eğer modern sanata meraklıysanız, modern Rus sanatının en iyilerinin sergilendiği Erarta Müzesi tam size göre.